Keşke Sen Olsaydın

Reklamcılık

Elizabeth asla görücü usulü bir evlilik istemedi. Güçlü bir iş adamı ailesinin görev bilincine sahip kızı olarak, kaderini yalnızca kağıt üzerinde evli olduğu genç bir yabancı olan Jared'ın kaderine uydurmak zorunda kaldı.

Ne bir tören, ne bir aşk, ne de bir kraliyet bağı. Sadece bir sözleşme, bir soyadı ve bir aile sözleşmesi.



Zorla evlendirildikten sonra ikisi de yollarını ayırdı. Birlikte oldukları yıl boyunca birbirlerini nadiren gördüler; birbirlerinin yüzlerini bile zar zor hatırlıyorlardı.

Isabel için bu, önemsiz bir formaliteden ibaretti; bir gün gizlice iptal edebileceği bir şeydi.

Ailesinin etkisinden uzakta kariyerine odaklanan ve kimliğini yeniden inşa eden Isabel, profesyonel hayatında yeni bir anlam buluyor.

Ve tam da bu senaryoda, çalıştığı şirketin yeni CEO'su Lorenzo Bellini karşımıza çıkıyor. Zarif, çekici, mesafeli ve inanılmaz derecede karizmatik bir adam.

İlk bakışta aralarında derin, rahatsız edici ve yasak bir bağ olduğunu fark edersiniz.

Isabel, yavaş yavaş kendini tamamen iç içe geçmiş bulur. Lorenzo, Jared'ın asla olamadığı her şeydir: anda, yoğun, tutkulu.

Isabel, onunla birlikte hiç hayal etmediği duyguları deneyimliyor. Aşk, şirketin koridorlarında, bakışlarda ve gizli karşılaşmalarda gizlenerek sessizce çiçek açıyor.

Ama bir sırrı saklıyor: Yasal olarak evli. Ve evlilik ne kadar boş olsa da, var.

Isabel'in bilmediği şey ise Lorenzo'nun da bir sırrı olduğudur.

O ismin, o bakışın ve o etkileyici özgüvenin ardında Jared var. Evet, tam da bir yıl önce evlendiği kocası.

Aile skandallarından uzaklaşmak için yeni bir kimliğe bürünen ve kendi çabalarıyla iş hayatına yeniden başlayan Jared, kendini Lorenzo Bellini olarak yeniden yarattı ve asla aşık olacağını düşünmedi... kendi karısına.

Bu vahiy deprem gibi gelir. Isabel kendini ihanete uğramış, kafası karışmış, dağılmış bulur.

Yaşadığı her şey, hissettiği her şey gerçek miydi yoksa bir aldatmaca mıydı? Jared, artık Lorenzo, gerçeği söyleyip onu sonsuza dek kaybetmek ya da kimliğini koruyup kendi çabalarıyla onun sevgisini kazanmak arasında kalmıştı.

Umarım Gittin, kimlik, kader ve kalbin ironileri hakkında bir roman. Gerçek aşkın yalanların arkasına saklanabildiği ve bazen gerçekte kim olduğunuzu ve kimi gerçekten sevdiğinizi keşfetmek için her şeyinizi kaybetmeniz gereken bir hikâye.

Çünkü kalp sözleşme tanımaz.
Ve aşk kapıyı çaldığında... bazen, onu hissetmediğini iddia etmek için çok geçtir.