Ana her zaman başkaları için yaşadı. Fedakar bir anne ve cömert bir kadın olarak, sevdiklerinin mutluluğunu görmek için kendi hayallerinden vazgeçmekten asla çekinmedi.

Oğlu evlenmeye karar verdiğinde, Ana hiçbir şeyden kaçınmadı: Düğün masraflarını karşılamak için tüm hayatını geçirdiği evi ipotek ettirdi. Her şey aşk içindi. Her şey oğlunun hayallerindeki düğünü yapabilmesi içindi.
Ayrıca şunu da izleyin:
Ama hayat bazen iyi kalplilere karşı acımasız olabiliyor.
Borcu vadesi dolunca ve ödeyemeyince Ana evini kaybetti. Oğlundan ve gelininin desteğini umarak kapılarını çaldı… ancak onu bir baş belası olarak gören kendi gelini tarafından acımasızca evden kovuldu.
Tek başına, aşağılanmış ve evsiz olan Ana, amaçsızca dolaşıyordu; ta ki kader onu çaresiz bir genç kadınla, Rebeca ile kesiştirene kadar.
Ana, bir soygun girişiminden kurtardığı kızın, uzun zaman önce kaybettiğini sandığı bir şeyi, hayata yeni bir anlam kazandıracağını asla hayal etmemişti.
Minnettar olan Rebeca, Ana'ya alışılmadık bir şey teklif eder: Dul babası Leonardo ile bir kör randevu. Ana, hiçbir şey beklemeden isteksizce kabul eder.
Ancak bu karşılaşma, garip olmak yerine, anında bir bağa dönüşüyor. Kolay kahkahalar, samimi bakışlar, açıklanamayan bir rahatlık.
Kaderin bir cilvesi olarak başlayan şey, kısa sürede gerçek aşka dönüşüyor.
Günler sonra Ana ve Leonardo, etraflarındaki herkesi şaşırtan, adeta fırtına gibi bir evlilikle evlenirler; ancak kendileri hariç, çünkü sonunda birbirlerini doğru zamanda bulduklarını hissederler, her ne kadar geç kalmış olsalar da.
Ana'nın bilmediği şey, Leonardo'nun ülkenin en büyük iş zincirlerinden birinin sahibi olan güçlü bir iş adamı olduğu ve karısının ölümünden sonra gözlerden uzak bir hayat yaşamayı tercih ettiğiydi.
Hele ki genç Rebeca'nın... yıllar önce bir hastane hatası sonucu evlat edinilen, uzun zamandır kayıp olan öz kızı olduğunu ve tesadüfen Ana'nın da doğumda öldüğü sanılan kızı olduğunu hayal bile edemezdi.
Anne ve kızın yeniden bir araya gelmesi, gözyaşları, kucaklaşmalar ve duygusal itiraflar arasında yıkıcı bir an oluyor.
Ana'nın yıllardır kalbinde taşıdığı boşluk sonunda huzur buluyor.
Beklenmedik Aşk, yeniden doğuş hakkında, hayatın en beklemediğimiz anda nasıl altüst olabileceği ve bize yine de ikinci şanslar sunabileceği hakkında bir roman.
Her şeyini kaybeden ama hayal bile edemeyeceği kadar çok şey bulan bir kadının hikayesi: gerçek aşk, kaybettiğini sandığı kızı... ve artık hak etmediğine inandığı mutluluk.
Çünkü bazen her şey bitmiş gibi göründüğünde…
Aşk, beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar ve her şeyi değiştirir.



